Kripto para piyasaları son dönemlerde Bitcoin’in (BTC) yukarı yönlü hareketleri ile birlikte yukarı yönlü ivme kazandı. Bir süredir 40 bin dolar altında işlem gören ve 40 bin dolar bölgesine yaklaşamayan BTC, geçtiğimiz hafta gelen yükselişlerle bu bölgeyi aştı ve yeni haftada 44 bin 500 dolar seviyesine kadar ulaştı. Başta Bitcoin olmak üzere kripto para değerlendirme raporları ile ön plana çıkan JPMorgan bankası, Bitcoin’in “adil değerine” ilişkin raporunu da yayınladı. JPMorgan analistlerine göre Bitcoin’in adil değeri, şu anki fiyatından yaklaşık %12 aşağında, 38 bin dolar seviyesinde olmalı.
JPMorgan’a Göre BTC’nin Adil Değeri, Volatilitesine Göre Değişebilir
Kripto para piyasalarının da yakından tanıdığı bir isim olan ünlü stratejist Nikolaos Panitigirtzoglu liderliğindeki JPMorgan analist ekibi, Bitcoin’in olması gereken adil değerine ilişkin rapor yayınladı. JPMorgan analistlerine göre Bitcoin’in şu anki fiyatı 38 bin dolar seviyesinde olması gerekiyor. CoinMarketCap verilerine göre bu fiyat seviyesi, güncel fiyatın yaklaşık olarak %12 oranda altında bulunuyor. JPMorgan analistleri ayrıca Bitcoin’in altına oranla 4 kat daha volatil olduğunu ve bu oranın 3 kata düşmesi durumunda Bitcoin’in adil değerinin de 50 bin dolar seviyesine yükseleceğini öne sürdü.
Analistler BTC’deki Volatiliteye Vurgu Yaptı
JPMorgan analistleri tarafından sunulan söz konusu raporda ayrıca Bitcoin’de görülen volatilitenin, kurumsal yatırımcıların onu benimsemesini engellediği de iddia edildi. Raporda konuya ilişkin olarak “Bitcoin’in ileri gitmesini engelleyen en önemli zorluk, onun volatilitesidir. Sert düşüş ve yükseliş döngüleri, Bitcoin’in kurumsal şirketler tarafından benimsenmesini engelliyor ya da geciktiriyor.” ifadeleri yer aldı.
JPMorgan Analistlerine Göre Düşüşler Daha Uzun Sürebilir
JPMorgan analistleri ayrıca Bitcoin’de Ocak ayında görülen düzeltmenin, Mayıs 2021’de görülen %50’lik düzeltmeye benzemediğini de belirtti. Analistlere göre vadeli işlem piyasalarındaki açık pozisyonlar ya da borsalardaki rezervler gibi ölçümler de göz önüne alındığında, Kasım ayından itibaren görülen değer kayıpları daha uzun sürebilir ve daha fazla endişeye neden olabilir.